Görev Tanımları
- Araştırma ormanlarının ve bu ormanlardaki deneme ve örnek uygulama sahalarının korunmasını sağlamak,
- Araştırma ormanlarında yürütülen araştırma ve izleme çalışmaları kapsamında denemelerin kurulması ve yapılacak gözlem, ölçme, tespit, kayıt ve kontrol işlemlerinde görev almak,
- Araştırma ormanı amenajman planları çerçevesinde yapılacak silvikültürel faaliyetleri, ilgili orman işletme müdürlüğü ile işbirliği içinde yürütmek,
- Enstitü müdürü tarafından verilen diğer görevleri yapmak.
Tanıtımı
Bük Araştırma Ormanı, Orman Genel Müdürlüğü’nün 16.3.1956 gün 7-7892-1/344 sayılı emirleri gereğince Ormancılık Araştırma Enstitüsü elemanları tarafından düzenlenen kuruluş raporlarının Fen Heyeti’nin 11.6.1957 gün 957-28 tarihli kararı ile kurulmuştur. Kararın arkasından Antalya Araştırma İstasyonu (şimdiki hali ile Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü) vardır. Bük Araştırma Ormanı, 16.5.1959 günü Araştırma İstasyonu Müdürü Lütfi Büyükyıldırım, Araştırma Mühendisi Mustafa Melek Solak, Antalya Orman İşletme Müdürü Nihat Doyran ve Yenice Bölge Şefi Nabi Duru’dan oluşan 4 kişilik bir heyetle Yazırdere serisinin 35, 36 ve 44 numaralı havzalarından toplam 4870 ha. alan, 16.5.1959 tarihinde düzenlenen “Devir Teslim Zabtıyla” Antalya işletmesinden Güney Anadolu Araştırma İstasyonu’na devir teslimi yapılmıştır.
Bir yıl sonra teslim alınan 4870 ha.lık bu alanın araştırma ormanı için çok büyük olduğu 2.000 ha. lık bir alanın bu amaç için yeterli olacağı düşünülerek 1960 haziran ayında Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Hasan Selçuk, Güney Anadolu Ormancılık Araştırma İstasyonu Müdürü Lütfi Büyükyıldırım, Enstitü araştırma uzmanlarından Hayati Gürtan ve Burhan Soykan ile Antalya Orman İşletme Müdürü Nihat Doyran’dan oluşan bir heyet 2100 ha. büyüklüğündeki alanı araştırma ormanı olarak alıkoyup, geri kalan kısmının “Bük Ormanı Ek Devir Teslim Zaptı” başlığıyla düzenlenen tarihsiz bir tutanakla işletmeye iade edilmesini istemiştir.
Daha sonra Araştırma Müdürlüğü nün 6.7.1960 tarih ve A-0101/200 sayılı yazısı ile bu ek devir teslim zaptını Bük Araştırma Ormanı Şefliğine göndererek yeniden tespit edilen sınırlara göre Yenice Bölgesinin memurları ile birlikte ormanın bizzat gezilerek devir tesliminin yapılması ve bir zaptın düzenlenmesi istenmiştir. Bunun üzerine 18.7.1960 günü Bük Araştırma Ormanı Şefi Muharrem Ünlü (Şekil 1) ve Araştırma Ormanı muhafaza memuru Hüseyin Kılıç, Yenice Orman Bölge Şefi ( İsim yok, imzası var.) ve Yenice Orman Muhafaza memuru Kadir Yılmaz’ın katılımıyla ormanın tamamının gezilmesi sonucu düzenlenen “Bük Ormanı Ek Teslim ve Tesellüm Zaptı”yla ormanın iade edilmesi düşünülen kısmı işletmeye teslim edilmiştir.
Resim 1. Araştırma Ormanının İlk Şefi Muharrem Ünlü Resim 4. Araştırma Ormanı Şefi Mustafa Alıcıoğlu
Araştırma ormanının ilk şefliğini yapan Muharrem Ünlü’ den sonra Erdoğan Güven, Mustafa Alıcıoğlu, Yusuf Cengiz, Gürel Şirin, Erdinç Abbasoğlu ve Ahmet Çetin bölge şefliği görevini asaleten yürütmüştür.1970 yılında Termessus Milli Parkının kurulmasıyla Bük Araştırma Ormanından 44-45 nolu bölmelerle, baltalık parsellerinden I den XV dahil toplam 15 parselin tamamı genel toplam olarak 306.56 Ha. lık alan 26.7.1971 tarihinde yapılan bir protokolle Milli Park Bölge Şefliğine devredilmiştir. Protokolu Araştırma Müdürlüğünden Bük Araştırma Ormanı Bölge Şefi Mustafa Alıcıoğlu imzalamıştır.Araştırma ormanının ismi 10.2.1984 tarihine kadar, “Bük Araştırma Ormanı” olarak geçmiştir. Araştırma Müdürlüğü’nün Ormancılık Araştırma Enstitüsü kanalıyla, Antalya Orman Başmüdürlüğü’nün de Orman Genel Müdürlüğü’ne teklifleriyle o tarihte Orman Genel Müdürü olan Ömer Özen’in 10.2.1984 gün ve 7 sayılı olurlarıyla, ormancılık uygulama ve araştırma çalışmalarında önemli hizmetler vermiş olan Lütfi Büyükyıldırım’ın ismi verilerek araştırma ormanının adı ”Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı”olarak değiştirilmiştir.
Bu isim verilmeden önce 1983 yılı haziran ayında Bük Araştırma Ormanı’nda, Antalya Valisi Yılmaz Türktekin, Ankara Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Mahir Ekici, Antalya Araştırma Müdürlüğü çalışanlarının tamamı, bazı emekli ve çalışan ormancı meslektaş ve aileleriyle, Lütfi Büyükyıldırım’ın ailesinin de katıldığı bir törende, araştırma ormanının isminin “Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı” olarak değiştirileceği ifade edilmiştir. Burada Vali Yılmaz Türktekin, Enstitü müdür yardımcısı Mahir Ekici, Araştırma müdürü Dr. Turan Özdemir, emekli araştırmacı Mustafa Melek Solak, Lütfi Büyükyıldırım’ın eşi Kamile Büyükyıldırım birer konuşma yaparak Lütfi Büyükyıldırım’ı ve yaptığı çalışmaları övgüyle anlatmışlardır.
Altyapı ve Tesisler;
Araştırma Ormanı’nda ilk olarak adına “Pembe Köşk” denilen bina yapılmıştır. Kuruculuğunu Emekli Müdürümüz Yusuf Cengiz'in yaptığı ve günümüzde müze olarak kullanılan Pembe Köşk, o dönemde iki oda ve orta kısımda mutfak çay ocağı şeklinde o günün olanakları ile ahşap bağdadi olarak yapılmıştır. Daha sonradan yanına altta banyo, tuvalet, üst katta da dıştan ahşap merdivenle çıkılan bir oda ilave edilmiştir. Yoldan taraftaki oda, araştırma şefinin çalışma odası, orta mutfak çay ocağı, diğer odada yatak odası ve misafirhane. Daha sonra üst kattaki oda yapılınca burası da müdür için yatak odası olarak kullanılmıştır.1960 yılında araştırma ormanında ikili bir işçi evi yapılmış ve Bük, 7.800 km.lik bir telefon hattıyla Yenice Orman Bölge Şefliği santralına bağlanmıştır. Zürk-Kayran yolunun 1 km. lik kısmı da yapılmıştır. Yine bu yıl Enstitü Amenajman Şubesi’nden Burhan Soykan’ın başkanlığında oluşturulan bir heyet tarafından Araştırma Ormanının “Amenajman Planı” yapılmıştır.
1961 yılında Hörüderesi-Mersinli kuyu yolunun 2,5 km.lik kısmı yapıldığı gibi Ankara Araştırma Enstitüsü uzmanlarınca 1961-1970 yıllarında yapılacak 10 yıllık ağaçlandırma projesi de düzenlenmiştir. Ayrıca 1961-1962 yıllarında ağaçlandırma yapılacak alanlarda arazi hazırlığı yapılmaktadır.
Resim 2. Pembe Köşk’ün İlk Yapıldığı Yıl Resim 3. Bugün Müze Olarak Kullanılan Pembe Köşk
1962 yılında 1,5 km. uzaklıktaki kaynaktan Bük’e demir borularla su getirilmiştir. 1 da. büyüklüğünde bir orman içi geçici fidanlığı kurulmuş ve 6.300 m.lik yol yapılmıştır. Ayrıca 44.66 da. saha ağaçlandırılmıştır.
1963 yılında bir personel barakası ile bir elektrojen grubu barakası, 6.963 m.lik orman yolu yapılmış, fidanlıkta 150.000 adet 1/0 yaşlı kızılçam fidanı üretilmiş, 53 ha. alanda dikim, 100 ha. alanda da toprak hazırlığı yapılmıştır. Aynı yıl 3612 m3 yapacak odun ile 7444 ster yakacak odun üretilmiştir.
1964 yılında bir personel barakası, bir ikili hizmet evi ile 120 kişilik bir işçi pavyonu inşaatı tamamlanmıştır. 2 km. yeni yol, 15 km. lik mevcut yolların bakımı, anayolun menfezleri ile üstyapısı yapılmıştır. Meteoroloji istasyonu ile elektrojen grubu kurularak çalışır duruma getirilmiştir. Ormanın çevresine 6 km.lik dikenli tel çekilmiş, 150.000 fidan yetiştirilmiş, 255.000 fidan dikilmiş, 2674 m3yapacak ile 5 000 ster yakacak odun üretilmiştir.
1965 yılında 1 km.lik Çağıllı-Maarif, 2.6 km.lik Elmalıbeli-Yelek ve 3 km.lik Bük- Yelek yolu 84.000 TL. harcanarak yapılmıştır. Fidancı ve ağaçlama bekçisi için 20.000 TL. harcanarak iki adet personel barakası yapılmıştır.
1966 yılında bir adet ikili hizmet evi yapılmış, 1969 yılında Bük için 7,5 KW.lik bir elektrojen grubu satın alınarak eskisi Bucak Sedir Araştırma Ormanı’na gönderilmiştir. 1975 yılında yeni amenajman planı yapılmıştır. Ayrıca Bükteki misafirhane ve havuzlar dahil bütün tesisler IUFRO kongresi için onarılmıştır. 26 Eylül 1975 günü IUFRO Silvikültür Grubu’nun arazi tatbikatı araştırma ormanında alınan iki noktada yapılmış ve öğle yemeği kumanya olarak arazide verilmiştir.
Resim 5. Bükteki Misafirhane Resim 6. Bükte Onarım Gören Havuz
IUFRO Ekskürsiyon Noktaları;
3 nolu ekskürsiyon noktası; Bildirinin konusu “Bük Araştırma Ormanında Ağaçlandırma Tekniği” sunan Lütfi Büyükyıldırım.
4 nolu ekskürsiyon noktası; Bildirinin konusu “Kızılçam Ormaniçi Ağaçlandırmalarında Yetişme Ortamına Uygun ve Ekonomik Ekim,Dikim Metotları Üzerine Araştırma” sunan Lütfi Büyükyıldırım.
1990 yılında yeni su tesisatı yapılmıştır. Uzun süreden bu yana kaynaktaki su yazın kuruduğundan yaz aylarında memurların su ihtiyacı Antalya’dan arazözle götürülen su ile karşılanıyordu. Bu yıl mazotla çalışan bir motopomp satın alınıp, dere içindeki kaynaktan depoya su basılarak bölge bol suya kavuşturuldu.
2000-2001 Yıllarında ulusal şebekeden 7,5 km.lik elektrik hattı çekilerek burası daimi elektriğe kavuşturulmuştur. 2001 yılında bölgenin ilk binası olan “Pembe Köşk”ün büyük onarımı yapılarak müze kurmaya hazırlanmıştır.
Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı, Ekvatora göre 36º 58' 33'' ile 37º 01' 01'' kuzey enlemleri Greewich’e göre 30º 23' 15'' ile 30º 27' 14'' doğu boylamları arasında yer almaktadır. Serinin denizden yüksekliği 430 metre ile 1264 metreler arasında değişmektedir.
Araştırma Ormanı, Antalya ili, Korkuteli ilçesinin mülki hudutları içerisinde olup idari bakımdan Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü’ne bağlı olarak yönetilmektedir. Antalya ili merkezine ve Korkuteli ilçesine 35 km mesafededir. Bölge merkezi Antalya'dadır. Toplam alanı 1803.4 ha olup bunun 1180.8 ha’ı kızılçam, 156.6 ha’ı kızılçam ve çok bozuk karışık baltalık, 1.4 ha’ı yabancı tür sahası olmak üzere toplam 1338.8 ha verimli, 442.4 ha verimsiz ormanlarla kaplı olup, ormanlık alan 1781.2 ha, ormansız alan toplamı da 22.2 ha’dır.
1944 yılından önce ormanın işletilmesine ilişkin hiç bir kayda rastlanılmamıştır. Yalnız bir kısım müteahhitler tarafından en iyi kerestelik gövdelerin kesilip çıkarılması şeklinde kesimlerin uygulandığı ve kesimler esnasında hiç bir silvikültürel kurala uyulmadığı, yöre sakinleri tarafından ifade edilmektedir. 1944 yılından sonra da ormanın aynı biçimde işletilmiş olduğu, meşcerelerin bugünkü kuruluş şeklinden anlaşılmakta olup bu husus bizzat istihsalde çalışan şahıslar tarafından da doğrulanmaktadır. Araştırma ormanı, ilk amenajman planının yapıldığı 1961 yılından itibaren planlı olarak işletilmektedir.
Antalya-Korkuteli karayolu üzerinde ve bugün Termessos harabeleri ismiyle anılan tarihi bir dağ olan Güllük Dağı’nın eteğinde yerleşmiş olan Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı kızılçam orman sahalarımızı karakterize edecek özellikler taşıyan bir yapı arz etmektedir. Bu nedenle kuruluşundan bu güne kadar daha çok kızılçam ile ilgili, değişik konulardaki araştırma projelerine ev sahipliği yaparak araştırma ormanı olma fonksiyonunu yerine getirmiştir. Günümüzde de bölgede birçok araştırma projesi yürütülmektedir.
f
Resim 7. Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı’ndan Görünüm
Sıkışık sazlık, geçilmesi güç sulak araziye “Bük” tabir edildiği, yörenin yerel halkı tarafından ifade edilmektedir. Halen Yazırdere ile Kızılderenin birleştiği yere Bük denmektedir. 1938 tarihine kadar her iki dere de fazla miktarda su taşımaktaydı. Dere boyunca çeşitli saz ve kamış türleri yetişmekte ve çevrede yaşayanlar bu kamışları sepet örmede kullanmaktaydılar. 1938 yılında meydana gelen depremden sonra her iki derede de sular azalmıştır. Bugün genellikle yaz aylarında her iki dere de bir kaç ay tamamen kurumaktadır.
Yörede 1892 tarihinden önce kimlerin ikamet ettiği kesin olarak bilinmemektedir. Bu tarihte mahallenin bugünkü bulunduğu yöreye birkaç hane yerleşmiştir. 1926 yılına kadar hane sayısı 100’ün üstüne yükselmiş ve bir muhtarlık kurulmuştur. Birkaç hane de ayrıca Kayran yöresine yerleşmiştir. "Tahtacı" diye adlandırılan köy sakinleri geçimlerini daha ziyade kaçak orman emvali satarak temin etmekteydiler. 1944-1945 yıllarında yöre sakinlerinden 30 hane kadarı Antalya yakınındaki Kocatepe mevkiine göç etmişlerdir. Yazır Köyü’nün bir mahallesi şeklinde 76 nüfustan oluşan 12 hanelik bir tahtacı gurubu da 1970’li yıllarda başta Korkuteli olmak üzere değişik yerlere göç etmişlerdir. Bu göçlere sebep olarak, kaçakçılıkla geçinmenin imkansızlaşması sonucu yeni geçim kaynaklarının aranılması gösterilmektedir. Geçimlerini hayvancılık ve kısmen de kaçakçılıkla temin eden yörüklerden bir kısmı, 40-50 sene öncesine kadar her yıl ortalama 10.000 kadar keçi ile Güllük dağı eteklerine gelmekteydiler. Bunlar ekim ayından haziran ayının ortalarına kadar bu yörede, yazın sıcak aylarında ise yüksek yaylalara çıktıkları belirlenmiştir. O yıllarda otlatma münavebe (rotasyon) ile yapıldığı otlatma nedeniyle o tarihlerdeki ormanın gördüğü zararın bugün için söz konusu olmadığı görülmektedir. Bugün Araştırma Ormanı’nda hiç bir yerleşim yeri ve hayvan sürüsü bulunmamaktadır. Ayrıca Araştırma Ormanının tamamında hayvan otlatmasının yasak olduğu civar köylülerce de bilinmektedir.
Resim 7. Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı’ndan Görünüm
Oluş tarihi kesin olarak tespit edilememekle beraber, II nolu Kayran blokunda 1926 yılından önce bir yangın çıkmış ve ormanın büyük bir kısmı tamamen yanmıştır. Yine Zeytinlik yöresinde tahminen 1934 tarihinde meydana gelen bir yangın sonucunda buradaki kızılçam ormanı tamamen yanarak yerini maki formasyonuna terk etmiştir. 1947 yılında tekrar bir yangın olmuş ve bu defa örtü yangını şeklinde Kızıldere’nin Kayran tarlalarına kadar devam etmiştir. 1989 yılında Maarif yöresi 4 ve 8 no’lu bölmelerde yıldırımdan çıkan orman yangınında 8 ha’lık saha gövde ve tepe yangını şeklinde tamamen yanmıştır. Yanan bu saha ağaçlandırılmıştır. Araştırma Ormanı’nda daha önceki yıllarda yer yer çam kese böceğine rastlanmaktaysa da, bölgede şimdiye kadar zararlı orman böceklerinin yapmış oldukları ciddi tahribata dair bilgi bulunmamaktadır. Ancak, 1986 yılından itibaren olumsuz iklim koşulları nedeniyle araştırma ormanında münferit kurumalar meydana geldiğinden büyük orman bahçıvanı ve kabuk böceği gibi zararlılar ormana arız olup bu güne kadar 9441 m3 olağanüstü hal etasının çıkarılmasına neden olmuşlardır. Son senelerdeki yağışların artması kurumaların durmasında olumlu bir etken olmuştur.
Denizden yatay uzaklığı 20 km olan ve Akdeniz iklim bölgesi içerisinde yer alan araştırma ormanının iklim değerlerine göre “Orta Kuşak Termik Rejimi” nin bir alt tipi olan ve deniz etkisinin görüldüğü “Okyanusal Termik Rejim Tipi” ne dahil olduğu, yine bu yörenin, Thorntwaite iklim tasnifine göre C1 B1 s b14 simgeleriyle tabir edilen “Kurak-az nemli, orta sıcaklıkta, su fazlası kış mevsiminde ve orta derecede olan okyanus tesirine yakın iklim tipi” içerisinde yer aldığı tespit edilmiştir.